üç çeyrek yüzyil yaşasin halkevleri

#1


ÜÇ ÇEYREK YÜZYIL YAŞASIN HALKEVLERİ
Halkevleri Basın Merkezi

Ümmetten yurttaşlık; yurttaşlıktan eşitlik, özgürlük ve demokrasi bilincine Halkevleri.

Yeni kurulmuş Cumhuriyette Halkevleri, emperyalizme karşı bağımsızlık, şeriata karşı laiklik, feodalizme karşı modernleşme bilincinin halk içerisinde yaygınlaştıran örgüt oldu. Edebiyat, müzik, folklor, tiyatro kısacası kültür ve sanat Halkevleri aracılığı ile halkın içerisinde yayıldı. Halkevleri aydınlanmanın odağı oldu.

Emperyalizmle girilen ilişkiler ve gericiliğin iktidarda yeniden etkin olmasıyla birlikte Türkiye Halkının dolayısı ile Halkevlerinin talihi tersine dönmeye başladı. Halkevleri için kapatmalar, baskılar, saldırılar dönemi başladı. Üye ve yöneticileri, işkencelerden geçti, hapse atıldı hatta öldürüldü.

Tüm baskı ve saldırılara rağmen Halkevleri ilerici görevlerine hergün bir yenisini ekleyerek yoluna devam etti.

Bugün de emperyalizmle girilen ilişkiler sonucunda neoliberal politikaların halkta yarattığı yıkıma, yoksulluğa karşı; bölgemizin ve ülkemizin savaşlarla, işgallerle yeniden sömürgeleştirilmesine karşı; halkları düşmanlaştıran şovenizme, milliyetçiliğe, faşizme karşı; halkımızın siyasetten dışlanıp uluslararası sermayenin ülkemizi yönetmesine karşı;

*Kamusal hakların yeniden kazanılması için yani parasız eğitim, parasız sağlık için;

*Tam bağımsız bir Türkiye için yani AB ve ABD’den bağımsızlık için;

*Kürt sorununda demokratik çözüm için yani kardeşliğin ülkesi için;

*Halkın siyasette söz karar sahibi olması için yani doğrudan halk demokrasisi için;

mücadelemiz sürüyor.

Halkevleri bu toplumun aklını ve vicdanını temsil etme iddiasını sürdürüyor.

Bizler;

BAŞI DİK ALNI AK ONURLU İNSANLARIN ÜLKESİNİ KURACAĞIZ

YAŞASIN HALKEVLERİ!
 
#2
HALKEVLERİ - Halkın Muhalefet Evleri



Hakkımızda...

1987'den Bugüne Halkevleri

Halkevleri Genel Merkezi

23 Temmuz 2004

Halkevciler, yaşanan bu kırılma dökülmüşlük arasından sistem yanlılarının önlerine koyduğu yasal, fiziki barikatları aşarak yüzden fazla şubesi olan toplumumuzun demokratik yaşamında vazgeçilmez bir örgüt yarattılar.

Bu dönemde; Halkevci çalışma ırkçı, şoven, şeriatçı anlayışların ve saldırılarının önünde geçilmez bir set oluşturuyor. 12 Eylül darbesiyle sağa akıtılan kent yoksulları ve orta sınıfların yeniden demokratik özgürlükçü değerlere yüzünü dönmesinde etkili oluyor. Kültür-sanat, eğitim, sağlık alanındaki etkinlikler ve mahalli çalışmalarda atılan adımlar demokrasi kültürünün yayılmasında birikimler oluşturuyor. Köşe dönmeci, özelleştirmeci anlayışların saldırıları ile gündeme gelen kişiliksizleştirme, yalnızlaştırma, yoksullaştırma uygulamalarına karşı gerçek güç birliği ve dayanışmanın Halkevlerinin geçmişten getirdiği <b>imece ruhunda</b> izlerini yaşatıyoruz. Yaşanan tüm bu olumsuzluklara karşı halkın tepkilerini ifade edilebileceği Halkevleri halkın muhalefet evleri olma işlevini sürdürüyor. Halkevleri geçmişinden gelen birikim ve değerlerini yeni proje atılımlarla geliştirmektedir. 1996 yılında kurulan Halkevleri Vakfı, Halk Dersaneleri, Yeni Yaşamevleri aracılığı ile yoksul halkla dayanışmanın somut adımlarını atıyor. Bu dönemde Halkevlerini özelleştirmeci- mafyacı, köşe dönmeci sisteme muhalif tavrı sistem yanlılarının saldırılarını çekiyor. Nedensiz olarak şubelerimiz kapatılıyor, üyelerimiz gözaltına alınıyor. Halkevciler fiziksel ya da psikolojik baskı ile karşı karşıya kalıyorlar. Halkevleri, bugün doğal demokrasi platformu işlevi görmektedir. Mücadele alanının özellikleri gereği, halkın yaratıcı ve devrimci potansiyelini çeşitli etkinlikleri ve değişik eğilimleri bütün zenginliği ile kucaklayacak bir birikim taşıyor. Ayrıca Halkevleri, demokrasi mücadelesini halkın gündelik yaşamının bir parçası haline getirirken tüm yerel demokratik insiyatif ve kurumlarla sağlıklı bir iletişimi, birilikteliğini de hedefliyor. Çoğunluğu büyük kentlerin yoksul mahallelerinde ve Anadolunun çeşitli kent ve kasabalarında faaliyet gösteren Halkevleri, buralarda yaşayan halkın aydınlanma dayanışma ve gündelik yaşamına ilişkin sorunlarının el birliği ile çözümü için kültürel bir zemin oluşturuyor. Bugün kültürel yozlaşmanın, ırkçı, şeriatçı gelişmelerin soygun, çete, mafya düzeninin kuşattığı ilişkilerde hiç bir demokratın sorumsuz davranma hakkı olmadığını düşünüyoruz. Halkın ırkçı şeriatçı çete mafya sarmalında kuşatıldığı bu dönemde Halkevlerine her dönemden daha çok gereksinme olduğunu düşünüyoruz.

************************************************** *********

Hakkımızda...

70. Yılında Halkevleri

Halkevleri Genel Merkezi

23 Temmuz 2004

Modern Türkiye tarihinde yetişkin eğitimi ve günlük yaşamın modernizasyonu çabası yüzyıl başlarına kadar uzanır. Bu dönem çalışmaları, 1912 yılında Türkçü-milliyetçi Türk Ocaklarının kurulmasıyla daha planlı-programlı hale gelmiştir. Cumhuriyetle birlikte yetişkin eğitimi Cumhuriyetin kurucu unsurlarının oluşturduğu Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Türk Ocaklarının 1931 yılı Nisan ayında kendini feshetmesi ve bir ay sonra toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) 3. Kongresi Halkevleri'ne giden yolu açmıştır. CHF 1931 Kogresinde parti tüzüğünün 72. Maddesi F fıkrasında parti idare heyetlerine Halkevi açma yetkisi verilmiştir. 19 Şubat 1932'de Ankara Halkevi ile birlikte toplam 14 Halkevi açılarak Halkevlerinin kültürel alandaki uzun koşusu başlamıştır. CHF Genel Sekreterliğinde Halkevleri Bürosuna bağlı olarak çalışan Halkevleri dokuz kolda faaliyet göstermişlerdir.

Dil, Edebiyat, Tarih, Güzel Sanatlar, Temsil (Tiyatro), Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar, Kütüphanecilik ve Yayın, Köycülük, Müze ve Sergi kollarında yetişkinlerin eğitimi, Halk Kültürünün açığa çıkarılması, derlenmesi ve korunması, halkın aydınlatılması, günlük yaşamın modernleştirilmesi etkinliklerini yürüterek Türkiye'nin çağdaşlaşmasına katkıda bulunmuşlardır. 1936 yılında Ankara Halkevi Macar Sanatçı Bela Bartok'u davet etmiş ve Halkevinde konferans verdirmiştir. Bu ziyaretler sırasında Bartok Orta Anadolu ve Toroslarda köyleri gezerek ezgi derlemesi yapmıştır.

Halkevleri 1939 yılında örgütlenme ağını geliştirmiş ve köylere yönelik daha küçük birimler olan Halkodalarının örgütlenmesine başlamıştır.

1950 yılına gelindiğinde ülke çapına yayılmış 478 Halkevi ve 4322 Halkodası ile toplam 4800 kültür birimi oluşturulmuştur.

Bir Halkevinin açılması için zorunlu alan olan Tiyatro, Kütüphane ve Yayın ile Dil, Tarih, Edebiyat şubelerinin mevcut olduğu gözönüne alındığında Halkevlerinin ülkede 4800 kütüphaneyi ve yüzbinlerce kitabı barındırdığı daha rahat anlaşılır. Binlerce kütüphane, binlerce tiyatro salonu, binlerce okuma odası ve Halkevlerince yayınlanın yüze yakın dergi, yüzlerce kitap... Bunun anlamı; 1950'lerin Türkiye'sinde Halkevlerince yakılan milyonlarca ışık demektir.

14 Mayıs 1950 seçimlerinde iktidarı Cumhuriyet Halk Partisinden devralan Demokrat Parti bu aydınlanma yuvalarının mal varlığına, binalarına, kitaplarına ve gelirlerine çıkardıkları 5830 sayılı yasa ile el koymuşlardır. Bu el koyma hareketi üzerine Halkevleri fiilen işleyemez duruma gelmiş ve kapanmıştır.

27 Mayıs 1960 Askeri hareketinden sonra kurulan Türk Kültür Dernekleri 21 Nisan 1963 tarihinde tüzük değişikliği yaparak Halkevlerine evrilmiştir. Bu döneminde Halkevleri ülkedeki mevzuata uygun kamu yararına bir dernek olarak örgütlenmiştir. 1932-1951 döneminden farklı olarak, resmi ideoloji ve devletle ideolojik-örgütsel bağını keserek tam anlamıyla demokratik bir örgüt yapısı kazanmıştır. Ağırlıklı olarak Halkbilim çalışmaları, yetişkin eğitimi, toplum kalkınması konularında faaliyet göstermiş, Genel Merkez ve şubeler düzeyinde yayın etkinliğini ödünsüz sürdürmüştür. Halkbilim ve Etnografya alanında temel başvuru kaynakları olarak bugün bile aranan Halkevleri yayınları ülkedeki hızlı alt üst oluşa, göçe ve çözülmeye karşı derleme ve tarama çalışmalarıyla halk kültürünün korunmasında kritik bir rol oynamıştır. 1960'lı yılların sonu ve 70'Ii yıllar boyunca ülkede gelişen şiddet ortamında ve gelir eşitsizliği koşullarında, Halkevleri biryandan kültürel aydınlanma mücadelesini sürdürürken, diğer yandan da ezilen, yoksul insanların yanında saf tutmuştur.

1968 ylll itibarıyla 57 il, 111 ilçe, 55 bucak ve köydeki örgütsel varlığı ile dayanışma ağlarının kurulmasından, üretim ve tüketim kooperatifleri örgütlenmesine kadar geniş bir alanda faaliyet göstermiştir. 70'Ii yılların ortalarından itibaren ülkede bir askeri darbenin koşullarını hazırlamaya dönük gizli ve açık gerici güçlerin saldırılarının doğrudan hedefi olmuş, üyeleri ve şube yöneticileri öldürülmüştür. Bütün bunlara rağmen, yılmadan aydınlanma mücadelesine ve dayanışma faaliyetine devam eden Halkevleri 12 Eylül cuntacıları tarafından kapatılmış, üyeleri ve yöneticileri işkenceli sorgulardan geçirilmiş, mallarına bir kez daha el konulmuştur.

Yedi yıl süren sorgulama-yargılama sürecinin ardından Halkevleri, 1987 yılında aklanmış, 1988 yılında yeniden açılmıştır. Ancak 12 Eylül cuntacıları tarafından el konulan mallarının büyük çoğunluğu geri alınamamıştır. Başta Anayasa olmak üzere bütün yasal mevzuat anti-demokratik, otoriter bir anlayışla düzenlenmiş, demokratik etkinlik ve muhalefet alanı ortadan kaldırılmıştır. İstisnasız bütün Halkevleri şubeleri ve Genel Merkezi zorba, anti-demokratik baskılara uğramıştır. Bütün bunlar karşısında, Halkevleri ülke düzeyinde yeniden ve hızla örgütlenmiş, saldırılara, öldürmelere rağmen aydınlanma ve dayanışma mücadelesinden geri adım atmamıştır.

Bu koşullarda Halkevleri, kültür-sanat alanındaki etkinliklerini geliştirirken, ezilen toplum kesimleriyle bağlarını daha da sıkılaştırmıştır. Etkinliklerinin odağına ezilenlerden yana, etik-estetik gelişme, özgür ve demokratik bir ülke hedefi koyan Halkevleri etkinlikleri kısaca şöyle tanımlanabilir:

Halkevleri Vakfı aracılığı ile, Parasız Eğitim-Parasız Sağlık şiarı çerçevesinde yoksul öğrencilerin üniversiteye hazırlanması, "Yeni Yaşamevi Projesi" kapsamında yoksul mahallelerde okul öncesi çocukların zihinsel-bedensel eğitimi ve annelerin aydınlatılması, yoksul mahalle kadınlarına okuma-yazma öğretilmesi;
Kadınların kendi kimliklerine sahip olma ve özgürleşmeleri önündeki engellerin bilince çıkarılması ve yok edilmesini hedefleyen kadın çalışması;
Kitap-dergi yayıncılığı ile, bilgi-kültür üzerindeki baskı-kontrol mekanizmalarının kısmen de olsa kırılması, özgürce kültürel etkinlikler yapılacak Kültür Merkezi kurulma çalışması;
Halkevlerinin ve toplumsal muhalefet hareketlerinin etkiliklerinin belgeleneceği ve sunulacağı Video Belgeleme Merkezi;
Halkevleri ve Türkiye tarihine Halkevinden ve Halkevci bakış açısından bakmayı ve kendi tarihine sahip çıkmayı hedefleyen Halkevleri Belgesel Filmi yapımı;
69 Yıllık bir kurumun bunca baskıya ve zorbalığa karşın halen ayakta oluşunun göstergesi olacak Halkevleri Arşivi ve Kütüphanesi kurulması.
Bütün bunların yanında 1999 yılında yaşanan Gölcük-Adapazarı ve Düzce-Kaynaşlı depremlerinde bütün Halkevleri seferber olmuşlardır. Devletin ve toplumun acze düştüğü, çaresiz kaldığı koşullarda Halkevleri kurtarma, yaşatma çalışmasına ilk andan itibaren katılmıştır. Beslenme, barınma, sağlık hizmetlerinde bütün olanaklarını seferber etmiştir. izmit-Bekirpaşa Belediyesi ile birlikte Yeni Yaşamevi ve Rehabilitasyon Merkezi kurulması çalışmaları tamamlanmak üzeredir.

Halkevleri yoksul yığınların örgütlendiği ve taleplerini yaşama geçirdiği bir kitle örgütü olarak mücadelesine devam ediyor.
 
#4
Bence yapılan eleştriler çok sert ''saçma bir tüzük'' kelimesi özellikle..Bende kolektifteyim ama hiç senin fikirlerine katılmıyorum.
 
#5
Kollektifçi arkadaş..
Reformizmin bataklığına kadar saplanmış bir yapı var ortada..
her türlü reform talepleriyle halkı, Devrim mücadelesinden başka bir rotaya çekmek, oportünizmin ta kendisidir.
Şimdi arkadaşımızın diyeceği kesindir, biz ekonomik-demokratik hak mücadeleleri ile kitleselleşeyeceğiz.Kitleden kadro çıkartıp devrim yapacağız.
Gülünç olan oki ekonomik-demokratik mücadele ile bütün yetişecek kadro ve kadrolarını teşir eden, ve ekonomik-demokratik mücadele sürecinde bütün militan kadrolarını reformizmin bataklığına saplayan bir yapıdır. Yani buda Mahir Çayanın reddidir.
AKP'yi dilinden düşürmeyen bir yapı, her kötülüğün anasının mutlak OLİGARŞİ olduğunu göremiyor mu ? AKP kimdir, Oligarşinin oyuncağı değilmidir ? bundan anlaşılacak şudur, bütün reform taleplerimizin, parasız eğitim taleplerimizin yani demokrasi talebimizin tek çözüm yolu devrimdir.
Tam bağımsız ve gerçekten demokratik türkiyeyi kurma talebimiz, hepimizindir.Ancak kürt sorununa ilişkin yaklaşım ise üzerlerinde ki şovenizmi atamamak hala gerçelidir.Biraradayaşamı savunmak vs. gibi şovenizme saplanmış, sadece eylemden eyleme kürt sorunuyla ilgilenen tarz hatalıdır.kürdistan, 4 parça halindedir ve bu yüzden ayrı bir örgütlenme, bağımsızlık mücadelesi hakkıdır.Ve tüm marksist-leninistler desteklemek zorundadır.dört parça halinde bulunan kürt halkının kaderini başka bir halkın kaderiyle özdeşleştirmek hatalıdır.Bırakalımda herkes yürüsün, sende yürü ve hareketini gizli işgal altında ki türkiyenin bağımsızlığı için mücadele et, ve her marksist leninistin görevi olan ulusal kurtuluş mücadelesini destekle.
türkiye bir ortadoğu ülkesidir, kürdistanda.Emperyalizm ve ortadoğuda ki faşist oligarşiler, kürdistan, türkiye vs devriler ile orta doğuda ortak bir cephede buluşacaktır.yani enternasyonalist dayanışma böyle sağlanacaktır.
( buda benim bir nevi özeleştrimdir arkadaşlar )
HAZİRAN.
 
Son düzenleme:
Üst