tarık ziya ekinci ve hdp operasyonu

#1
T24 de şirin payzın tarık ziya ya "sormuş"., o da "yanıtlamış".. beni ilgilendiren yanı.; hdp üzerinde işletilen operasyonun bir parçası olmasıdır..
hdp.; aslında hdk sürecinin işlevi belirli alanla sınırlı bir aracı olarak ortaya çıkmıştı ama araç amaç oluverdi!!.. ard arda gelen seçimler hdp yi öne çıkartırken hdk yı geriye itti.. burada konsept operasyonu kadar aymazlığın da payı vardır..
yinede.. hdp başarılı olunca bu sefer direk hdp üzerinde açık operasyon başlatıldı.. tutuklamalar., sosyal-siyasal dışlama ve baskılar sonucu gelinen aşamada hdp konsept yanlıları ve zaaflılar eline kaldı..
demem o ki.; şu aşamada kuşatılmış ve ele geçirilmek üzere olunan bir hdp var..

yerel seçimler çok önemli imiş!!.. p kadar önemli ki., akp sarsılacak ve gitme süreci başlayacak.. iyi de kim bu işleri başaracak ve yerine kimler gelecek.. işte asıl soru budur.. 15 temmuzla birlikte akp nin kuşatıldığını ve artık bir kayyum(mhp) atandığını bilmeyen yok.. ama aynı konseptin ekipleri chp-iyi parti içinde de mevcut ve bence hdp içine de sızıyorlar.. ek olarak türk-iye solunda zaten varlar..

küresel egemenlik sistemi olgunluk aşamasına geçti.. yeni sürecin biçimlenmesinde yaşanan sıkıntılar devam ediyor.. özellikle sistem içindeki sıkıntılar henüz halledilmiş değil.. konfederali geçtim.. federal bir egemenlik sistemi-hiyerarşisi mi? yoksa mali oligarşi baskınlığında vasallardan oluşan bir sistemmi?.. ilginçtir bunu dillendirenlerden biri devlet bahçeli olmuştu.. 4. sanayi devrimi demişti..
tüm küresel üretimler merkezi denetim altında olacak.. her bir devlete bu anlamda "görevler" biçilecek.. hatta hangi "millet" neyi ne kadar tüketecek bile merkezi olarak belirlenecek..
yaşanan küresel ekonomik krizlerin tümü bu amaçlıdır.. sermaye güçleri içindeki itiraz edenler sarsılır., tasfiye edilmesi gerekenler edilir.. kendine yetebilen yada süreci idare edebilen tüm ekonomik ve bağlı olarak siyasal-sosyal yerel sistemler ekonomik "kriz" üzerinden sarsıldı ve 21. yy. da sonuçlar alınıyor.. ama asıl zor olan sosyal zemindir.. yani.. bir toplumu zihniyet olarak değişime zorluyorsun.. sadece açlık/kriz ile bunu başaramazsın.. siyasi ayak üzerinden geçmişin değerleri üzerinden bu dönüşüm-değişim yaratılabilir.. bu anlamda.. geniş toplumsal tabanı olan siyasi hareketler aşamalarda gerekli araçlardır.. akp/saray kıymeti de buradandır.. süreç.; istenilen kıvama gelince tasfiye etmek zor değildir.. zaten baştan beri zor değildir.. kim getirdi ise o götürür.. bilindiği gibi haziran ve 15 temmuz operasyonları götürmekten çok hizalamak amaçlı idi ve istenilen de elde edildi.. akp/saray istenilen kıvama geldi.. toplumsal taban da aşağı-yukarı geldi ama hala "çıban başları" var.. bu "çıban başları".; süreci bozabilir..

demem o ki.. hdp bu anlamda ciddi bir "çıban başıdır".. bu anlamda hdp operasyonu düzgün işlemez ise süreç örselenebilir.. bu yüzden her koldan ataklar yapılıyor..

sistem hdp terörist parti derken., pkk ile ilişkisi olduğu iddiasına dayanıp., çizgisel-yapısal değişime zorlanıyor.. bu işi türk-iye nasyonalist solu da yapıyor.. yani.. sağdan ve soldan ve içerden ataklar var..
pkk silahlı mücadeleyi bıraksın.. iyi de oslo süreci-habur süreci ve en son dolmabahçe mutabakatı neydi.. pkk silahlı mücadeleyi bırakmam mı dedi.. türkiyede demokrasi var demokratik siyasetin önü açık da illa da silahlı mücadele mi? dedi.. bu süreçleri bozanlar kimler.. sistem.. örneğin kürt "sorunu"nda ben hdp üzerinden muhatap olacağım dedi de pkk itiraz mı? etti.. tüm bu gerçeklikleri es geçip., pkk ile hdp ayrışsın demek.. çakallıktır.. sistem ağzı ile hdp yi suçlu ilan etmektir.. ki yapılan tiyatro aleni budur..

devletin iç işleri bakanı hdp illegal değil diyenler yanılır diyor.. devletin "başı" terörist diyor.. ama devletin savcıları kımıldamıyor.. oto boka atlayan savcılardan tık yok.. hdp devletten aldığı para ile "teröristlik" yapıyor., devlet bakıyor..
kapatın gitsin.. aktif üyeleri tutuklayın.. neden? yapmıyorlar.. asıl soru bu..

hdp kapatılır ise yerine yenisi kurulur bu ayrı.. kitleyi bir başka yerde konsolide edemezsin.. aksine bu kitleye yenisi eklenir.. direnenlerde çare tükenmez.. ve bitmez.. bu yüzden hdp kalacak ama dönüştürülecek..
özal affı neden çıktı.. bu afla çıkanlardan biriyim.. benden öncesi dönemde en ufak bir şeyde hücre cezası veriliyormuş ve 3 hücre cezası sonrası infaz yakılıyor.. 150 den fazla böyle tutsak vardı.. bunlar başka yerlere sevk edilmiş.. sonrasında benim de olduğum bir dizi kişi eylemlerden dolayı hücrelerde kaldı ama ne infaz yakıldı ne adına hücre cezası denildi.. merak ettim..!! bu işler böyle devam ederse cezaevlerinde gemileri yakmış ciddi bir güç oluşacak., yayılacaktı.. 1984 atılımı başladı.. içerde çok etkisi olmadı ama şok etkisi yaptı.. kısaca.; böyle giderse radikal duruşlar artacaktı ve bu yüzden özal affı çıktı.. içerde çürütülmüş kitle dışarıya salındı ve dışarısını çürütmeye devam etti.. çürümeyenler çok azdı ve onlarda bir şekilde ya örselendi ya katledildi..
geldik bu günlere.. durum aynı.. taktik aynı..
ya hdp çürütülecek ve kitle dönüştürülecek., ya da alternatifi yaratılacak..

alternatifi çok denendi yaratılamadı.. kapatmak çare değil.. çürütmeye devam.. bu anlamda
ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız..

ne yazık kitarık ziya ekinci de bu kervana katılmış.. yaşı kemale ermiş hala tezgah peşinde yazık..

onun yazısı ile devam edeceğim..
 
#2
Tarık Ziya Ekinci: PKK miadını doldurdu, silahı bırakmalı; HDP’de ağırlık Kürtlerde olursa algı değişmez
şirin payzın bulmuş bir hıyar tuzu kapmış koşmuş.. bu cümleyi başlık yapmış.. yetmemiş tekrarlamış..

T24 yayınında Şirin Payzın’ın sorularını yanıtlayan yazar, siyasetçi Tarık Ziya Ekinci, HDP’yi ve güncel siyasetteki son gelişmeleri değerlendirdi. HDP’nin şimdiki yöneticilerini ‘çekingen’ bulan Ekinci, ‘HDP’yi PKK’nin uzantısı görmek yanlıştır, haksızlıktır. Derin devlet ve hükümet artık birlikte çalışıyor” dedi.
tarık ziya.. hdp pkk nin uzantısı değil diyor!!.. ekliyor.. derin devlet ile hükümet birlikte çalışıyor.. ne anlarsınız.. hdp pkk uzantısı değil.. bunu dşiyen derin devlet ve hükümetin hdp üzerindeki bu algı operasyonu aslında derin devletin işi.. de.. bu sözler ne demek oluyor..

Çünkü HDP’nin kuruluşuyla PKK arasındaki ilişki, İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun (IRA) siyasal parti ile ilişkisine benzemiyor. Oradaki durumda, parti direktif verebiliyordu dağdakilere veya silahlı mücadele verenlere. Çünkü parti çıkardı o kadroları. Burada tam aksi oldu. Önce PKK kuruldu, dışarı çıktı, silahlı mücadele yürütüyor, o yürütürken Türkiye’de böyle bir parti kurulduğunda kendi yakınlarını partiye sahip çıkarttı. Parti onun emrinde gibi kuruldu başlangıçta. Ama şimdi öyle bir noktaya geldik ki artık HDP’ye bir müdahalede bulunması, HDP’ye direktif vermesi son derece hatalı olur. Onun artık Türkiye’nin iç politikasına karışma hakkı yoktur. Bana göre, artık onun silahları terk etmesi ve silahlı mücadeleyi bırakması lazım. Irak’ta ne yaparsa onu kendileri bilir. Fakat HDP’nin başarısında bu bağın kopması gerektiğine inanıyorum.

tarık ziya.. ya yaşlıktan yanlış konuşuyor ya da amaçlı yanlış konuşuyor.. ki.. bence amaçlı..
sinn fein parti değildi yerel bir gazete idi.. ıra ile aynı harekettir.. 1900 lerin başlarında başlayan bu hareket sonradan siyasi kanat ve ordu olarak sürecini tamamladı.. sonradan sinn fein yasal parti oldu.. tkp/ml ve tikko gibi..
bu anlamda..
Önce PKK kuruldu, dışarı çıktı, silahlı mücadele yürütüyor, o yürütürken Türkiye’de böyle bir parti kurulduğunda kendi yakınlarını partiye sahip çıkarttı. Parti onun emrinde gibi kuruldu başlangıçta. Ama şimdi öyle bir noktaya geldik ki artık HDP’ye bir müdahalede bulunması, HDP’ye direktif vermesi son derece hatalı olur.
bu anlatım verilen örnekle birlikte anlamlı-anlamsızdır..
yasal bir parti kuruluyor.. hem ayaklanma düzenliyor hem de silahlı mücadeleye kadro yaratıyor ve sistem eyvallah diyor.. yasal bir parti ancak sistem zorlarsa illegal mücadeleye döner.. bu anlamda tersi olarak.; illegal bir parti koşullar düzgün ise legaliteyi tercih eder..
tarık ziya bu anlamda aleni demagoji yapıyor.. öyle bir anlatıyor ki.. sanki hdp kuruluşu çok ayrı ama pkk yakınlarına!!(ne demekse) buraya dalın ele geçirin diyor.. Parti onun emrinde gibi kuruldu başlangıçta. bu cümlede de pkk kurdurdu demiş oluyor.. ve ekliyor.. Ama şimdi öyle bir noktaya geldik ki artık HDP’ye bir müdahalede bulunması, HDP’ye direktif vermesi son derece hatalı olur. pkk kurdurdu ve hep müdahale etti ama artık etmemeli demiş oluyor..

peki bu sözler neydi.. HDP’yi PKK’nin uzantısı görmek yanlıştır, haksızlıktır. nasıl!!! haksızlık oluyor.. hem pkk kurdurdu de.. hem artık direktif vermemeli de.. sonra hdp pkk güdümünde diyenlere haksız de.. şakamısın..

hızını alamadı demirtaş olayına da el attı..
Selahattin Demirtaş, aldığı mahkumiyet bittikten sonra ne yapar? Onu Selahattin’e sormak lazım… .......
“HDP yönetimi çekingen davranıyor” dediniz. Selahattin Demirtaş’ın geleceğini sormuştum?
Selahattin gelse o da böyle yapar herhalde, başka türlü bir şey yapamaz. Yeniden bir maceraya atılmak, partiye girmek, görev almak gibi bir yetkisi olmayacak.
Ayrı bir siyasi parti kurar mı dersiniz?
Ayrı parti kuracağını sanmıyorum. Ama parti Selahattin’i kullanabilir, dış politikada kullanabilir, yurtdışına gönderebilir. Avrupa Birliği’ndeki devletlerin Selahattin’e karşı sempatisi var.

tarık ziya eski günlerine dönmüş.. kürttrn devşirme türk solu modunda konuşuyor..
peki bu formatı nereden çıktı.. alttaki yazılarından anlayacağız..


tarık ziya aslında burjuvaziyi savunuyor.. yani ilerlemecilik yapıyor..

HDP’nin mutlaka bir Türkiye partisi olması ve mutlaka sol bir çizgide, ilerlemeci ve gelişmeci politikayı takip etmesi, demokrasiyi, hukuk devletini ve aynı zamanda çoğulculuğu savunan bir siyasi parti haline gelmesi lazım.
buradaki ilerleme!! nedir? bakalım..
Hayır, bağımsız Kürt devleti kurması mümkün değil. Çünkü orada da kapitalizm gelişti ve iki kanatlı bir burjuvazi oluştu Kürdistan’da. Toprak burjuvazisi ve ticaret burjuvazisi çok gelişti. Toprak burjuvazisinden bizim ağalarımız sadece kara sabanla çiftçilik yapar, 3-4 köy sahibi olsa da geçinemezlerdi. Karasabanla tarlayı sürüyor ve enerji gücü de öküzdü, başka gücü yok. Hayvan gücüyle tarım yapılırdı. Mesela benim babam da çiftçilikle uğraştı, geniş toprakları olmasına rağmen geçimini sağlayamıyordu. İki tane marabası vardı, onlara birer çit kurdururdu. Yıl sonunda 1’e 3, 1’e 2 ya alır ya almaz, başka bir şey yoktu. Kardeşlerim orada çalışıyor, köyün üçte birini tasarruf ediyorlar. Her birinin ikişer traktörü, ikişer biçerdöveri var ve artık muazzam kazançları oluyor. Yani gübre kullanıyorlar, makinalı tarım başladı. Bu kapitalist bir işletme artık. Köylülerin hemen hepsine yol verdiler. Köyden çıkacaksın kardeşim, ne kadar para istiyorsun? Buyur başka yere git, ev al, otur. Adamın canına minnet alıp parasını gidiyor. Köy de boşaldı, birkaç tane işçi kaldı. O gecekondu semtleri oluştu, şimdi bunu oturup konuşan kimse yok. Ne oldu Kürdistan’da? Nasıl değişti? Nasıl dönüştü? Bugünkü ekonomik ve sosyolojik yapı nedir? Yok. Hâlâ eski ağalık düzeninin devam ettiği var kafalarında. Ağaların egemen olduğu bir bölge olarak görüyorlar. Ağaların kendileri dönüştü. Fransa’da olduğu gibi toprak satılıp da küçüldü değil, burada ağanın kendisi bizzat traktör alıyor, biçerdöver alıyor, kendi kullanıyor. Çeşitli ilaçlar kullanarak modern, kapitalist işletmeye geçiyor. Çocuklarını İstanbul’a, Ankara’ya götürüp okutuyor.
tarık ziya efendi diyor ki..

kapitalizm artık kürdistana da geldi.. hayırlara vesile olsun.. bu ilerlemedir.. bu ilerlemeye uygun davranmalıyız.. pkk artık pe kaka diyor.. anlayacağınız hdp yi burjuva ilerlemecilerine terk edin diyor.. nah ederiz..

Kürt toplumunun niteliği nedir, Irak’takinin nedir, Türkiye’dekinin nedir? Bunlar aynı şeyler değil ki. Irak’ta hâlâ iki feodal güç var, mücadele ediyorlar. Askerleri ayrı, ordusu ayrı, onlara henüz kapitalistleşmeye gitmedi. Eğer Barzani doğru dürüst bir politika izleyebilseydi, petrol geliriyle yavaş yavaş yeni bir sınıf çıkardı ortaya. Ama olmadı. Türkiye’deki Kürt hareketiyle Irak’taki Kürt hareketini birlikte mütalaa etmemek lazım. Aynı şey değil. Onun tarihsel gelişmesi, ulaştığı merhale ve sınıf ilişkileriyle Türkiye’dekininki çok farklı.
yaaa.. ırak kürdistanında ortaya burjuvazi çıkmamış.. ama türkiyede ortaya karışık burjuvazi var..

kısaca..
operasyona kim varsa dalıyor.. tarık ziya ekinci de bu anlamda görevini yapıyor.. hdp burjuva liberli bir partiye dönüşmeli diyorlar.. dönüşebilir ama taban ve aktivistleri dönüşmez.. alfabede harf bitmez bizde parti kurma azmi bitmez..


devam edecek..
 
#3
tarık ziya yazısının linkini vermemişim ekliyorum...
https://t24.com.tr/video/tarik-ziya-ekinci-kapali,18885
............................................................................................................................

Bugün Yeşiller Partisi’nin başında bulunan arkadaşımız Ufuk Uras, bir süre milletvekilliği yaptı, pekâlâ oturabilir onlarla, programı değiştirmeye yardımcı olabilir. Mesela Oya Baydar. Oya Baydar’ın dışarda kalmış olması beni üzüyor. Parti içinde hareketli olması ve bir görev alması gerekir.
tarık ziya bunu söylüyor ama 4.5 yıl önce oya baydar ne diyordu haberi var mı..
yazısının başlığı da anlamlı idi.. Demirtaş CHP’ye başkan olduğunda...

Rıza Türmen’in, o günlerin heyecanı içinde ne partide ne de dışarda hak ettiği yankıyı bulamayan sözlerini hatırlayalım. Türmen, “Demirtaş’ın söylemi bizim (CHP’nin) söylemimiz olmalıydı derken “yeni”yi ve günümüz Türkiyesi’nin ihtiyaçlarını çok iyi anladığını ifade ediyordu.

Demirtaş; her türlü milliyetçiliği, siyasal dinciliği/ İslamcılığı, yasakçı-otoriter laikliği, halkı küçümseyen vesayetçi seçkinciliği, neoliberal vahşi kapitalizmi reddeden barışçı, birleştirici vizyonu ve bu vizyona uygun üslubuyla cumhurbaşkanlığı seçimlerinin güzel sürpriziydi. Aldığı oylar partisi HDP’nin son seçimlerde aldığı oyu yüzde 50 oranında aştı. Demirtaş’ın oylarını, çatı adayına CHP’li seçmenin duyduğu tepkiyle açıklamak kimilerinin içini ferahlatsa da, bundan ibaret olmadığını, söyleminin samimiyetinin ve yarınlara yönelik umudunun bu sonuçtaki payını görmek gerek.

Demirtaş; eski rejimin sağlı sollu siyasetçilerinin alışılmış kalıplarının dışında konuşuyordu. Türkiyelilik üzerine inşa edilmiş birlik ve barış projesiyle, bu topraklar üzerinde yaşayan herkesin, bütün kimliklerin, eşit yurttaşlık temelinde buluşabileceklerini anlatıyordu. Söylenmedik, duyulmadık şeyler değildi anlattıkları; kimseye sövmeden, muhalefet edip ama kavga etmeden nasıl bir Türkiye, nasıl bir bölge, nasıl bir dünya hayal ettiğini içtenlikle, kendi inandığı için inandırıcı bir üslupla aktarıyordu bizlere. Gözleri ırkçılıkla, Kürt düşmanlığıyla, bölünme fobisiyle perdelenmemiş olanlar, onda kaşarlanmış hırslı siyasetçiyi değil insanı gördüler, yeniyi, gençliği, umudu gördüler. Demirtaş’ın söyleminin büyüsü: kirlenmiş, yozlaşmış, tıkanmış bir siyasal ortamda hâlâ umut olabileceğini hissettirmesindeydi; gençliğinde, tazeliğinde, geçmiş ezberlere esir olmamasındaydı.
https://t24.com.tr/yazarlar/oya-baydar/demirtas-chpye-baskan-oldugunda,9990


hoş.. aradan çok zaman geçti ve derelerden çok sular aktı..şimdi ne diyor o ayrı.. ama., yıl 2014 iktidarda daha çatlak netleşmemiş.. 15 temmuz yaşanmamış.. konseptler ve pozisyonları farklı.. chp üzerinde beklenen dönüşüm var ve tüm solu ifade edebilecek bir parti(daha liberal ecevit solu) olsun isteniliyordu.. 2012 de başlayan bu konseptler içi ve arası ayrışma-çatışma süreci ilerleyip., derinleştikçe kişiler ve siyasi gruplar nezdinde deşifre olma hızlandı., çünkü açık ve net olmak zorunda kaldılar.. maskesini indirmek esas yüzünü göstermek zorunda kalanlar., oradan oraya savrulanlar., geldik bu güne.. tarık ziya gibileri bu kervanın son envanterlerinden oluyor..

ben asıl olarak oya baydarın şu tespitlerine dikkat çekmek istiyorum..
Eski’den yeni doğmaz. Yeni, son kullanım tarihi çoktan geçmiş eski malzemeyle kurulmaz. 1920’lerin devlet partisinden 21. yüzyılın Türkiye partisini çıkaramazsınız.
....
Demirtaş; her türlü milliyetçiliği, siyasal dinciliği/ İslamcılığı, yasakçı-otoriter laikliği, halkı küçümseyen vesayetçi seçkinciliği, neoliberal vahşi kapitalizmi reddeden barışçı, birleştirici vizyonu ve bu vizyona uygun üslubuyla cumhurbaşkanlığı seçimlerinin güzel sürpriziydi. Aldığı oylar partisi HDP’nin son seçimlerde aldığı oyu yüzde 50 oranında aştı. Demirtaş’ın oylarını, çatı adayına CHP’li seçmenin duyduğu tepkiyle açıklamak kimilerinin içini ferahlatsa da, bundan ibaret olmadığını, söyleminin samimiyetinin ve yarınlara yönelik umudunun bu sonuçtaki payını görmek gerek.
(tümünü okumanızı tavsiye ederim..)

görüldüğü gibi amaç.; chp yi hdp proğramına yakın hale getirmek ve hdp gerekliliğini-umudunu toplumsal siyasi yapıdan silmek.. kısaca neo-umudumuz karaoğlan yaratmak..
olmadı.. olmayınca.. kapatmak çözüm olmuyor bu yüzden., hdp önü kesilsin.. marjinal kalsın noktasında uzlaşıldı.. uzlaşıldı ama süreç içinde konseptler arası ve içi çatışmalar derinleşince., çözümsüzlük yaşanınca bu uzlaşma bozuldu..
hdp yerinde kalsın ama operasyonlarla işlemez hale getirilsin ile hdp dönüştürülsün gibi iki projeye indirgendi.. yani.. konseptler farklı amaç içinde hareket ediyor olsalar da hangisi işleyecek ise ona destek sunarız uzlaşma pozisyonundalar..

demem o ki..
elbette hdp nin bu son konumunu eleştiriyorum.. ama var olan süreci ve gelişmeleri de göz ardı etmiyorum.. hdp kendi özünü bozmadan esneyebilir., konseptler arası çatışmada belirli alanda ve belirli sınırlarda dolaylı direk taraf olabilir.. ama.. bunları yaparken konseptlerin proğramına denk düşecek söylem-duruş-pozisyon alırlar ise yanlıştır.. bunun iki sonucu olur..

1- hdp nin politik kitle tabanı bu durumlara bir yere kadar sessiz kalır ve zamanı geldiğinde tavrını alıp bu "sıkıntıları" sırtından atar.. bu sefer de marjinalleşir ilk konumuna düşer.. yani yeniden başlamak zorunda kalır.. bu durum sistemin de işine gelir.. hdp anlayışına empati duyan-destekleyen kesimler bocalar.. özellikle m-l kesimler bocalar.. batıda ve kürt halkının dışında yeterli toplumsal taban ve siyaset zemini yaratamamış bu kesimler toplumsal tabanı tamamen nasyonalistlere kaptırır., yada etkisiz kalmalarına yol açar..
2- süreç içinde marjinalleşmek ile dönüştürülmek arasında bocalayan hdp tasfiye için uygun hale gelir..

her zaman bir yol vardır ya da yol açılır..
devamında yazacağım..
 
#4
Suat abi itiraz bağlamında değil ama şöyle bir şey ekleyeyim,benim bilgim en azından bu.

Sinn fein ile IRA aslında politik kanat ve ordu şeklinde değildir.

Sinn fein aslında bir slogandır ve politik bir içeriği vardır.Macaristan modeli denilir,Sinn Fein politikasına göre legal olarak seçimlere girer ama milletvekili olarak yemin etmez,alternatif bir parlamento kurarsın.Sivil itaatsizlik,ulusal banka ve kooperatifler kurmak,paralel bir devlet inşa etmek vs vs bunlar Sinn Fein politikasıdır.

Sinn Fein sonradan politik bir parti haline geldi.Normalde ideolojik niteliğinden ziyade siyasal amaçlarla ortak hareket eden çatı bir kurumdu.Bir Ulusal Kongre gibi.KNK gibi yani.

Arthur Grifith Sinn feini ilk kurduğunda İrlanda-Britanya ortak krallığını öneriyordu(Avusturya Macaristan gibi).Zamanla Fenianlar ve İrlanda gönüllülerinde. Cumhuriyetçiler hareketin içine dolunca İrlanda bağımsız cumhuriyeti savunulur hale geldi.

IRA iç savaşta bölündükten sonra,bir dönem IRA illerin Sinn Feine girmeleri yasaktı.Sinm fein silahlı mücadeleyi red ediyordu Free state hükümetine karşı.Gene sonradan IRA sempatizanları Sinn Fein içerisinde etkili hale geldi.

Gerry Adams grubu 1986 da Sinn Feini legal parti haline getirdi ve IRA içinde etkin siyaset olarak,IRA yi tasfiye edebildiler.

Tarık Ziya Ekinci bu anlamda mı söylüyor bilmiyorum ama ne IRA ne de Sinn Fein özünde siyasal parti-grup gibi değillerdi.Resmi olmayan bir devletin,resmî organları gibi davranan legal-illegal kollarıydı.Sosyalizmi benimsemeleri de Marksist nitelikte bir organizasyon oldukları için değil,sınıf mücadelesi ile ulusal mücadeleyi birleştirmek amaçlıydı.Eklektik bir yapıları vardı
 
Son düzenleme:
#5
Tarık Ziya ekinci yanlış konuşuyor.IRA yi parti falan ortaya çıkarmadı.Evet Sinn Fein ile IRA ilişkisi,PKK-HPG ya da ARGK ilişkisi gibi değildir fakat Sinn Fein IRA olmasaydı ne Kuzey İrlanda da ne de Güney de böyle bir etkinliğe sahip olabilirdi.Eamon de Valeria grubu Fianna Fail zaten cumhuriyetçileri kendi içerisinde topluyordu,Sinn Feini büyüten-var eden IRA dir,

İrlanda cumhuriyetçiliği resmî olarak var olmayan bir İrlanda cumhuriyetinin aslında devam etmesi gerektiği inancı üzerine kuruludur.Buna göre İkinci Meclis’ten sonra bu Cumhuriyetin temsilcisi IRA askeri konseyidir,Sinn fein falan değil.Kısacası Sinn Fein IRA ye direktif veremez ancak IRA Sinn Feine direktif verebilir.

Buradaki mesele aslında bir tasfiyecilik mevzuudur.Tarık Ziya Ekinci bilinçli bir şekilde bu örneği veriyorsa burada bir problem var.

Daha önce de söylediğim gibi,IRA 1986 da bölünmüştür,Geryy Adams grubu hem IRA askeri konseyinde hem de Sinn Fein içinde etkin hale gelmiş,Sinn Feini yasal bi politik parti haline getirmiş ve bunca yıldır IRA in red ettiği parlementolara girmeyi kabul etmiştir.

Ben girilmesin anlamında bunu söylemiyorum,sadece İrlanda cumhuriyetçiliğinde bunun anlamı Birleşik İrlanda nun meşruiyetinin artık kalmadığını iddia etmektir.Nitekim geçmişte Micheal Collins,sonra da Gerry Adams bunu kabul ederek artık bazı kazanımları elde ederek Birleşik İrlanda nın önünü açalım diyerek eski iddialarını ortada bırakmışlardır.

Tarık Ziya Ekinci burada PKK nin meşruiyeti olan KCK ve silahlı örgütlenmelere karşı aslında bunu önermektedir.

Yani HDP silahlı mücadeleye “tavır” alsın ya da silahlı mücadele içerisinde olanlar bazı taleplerden vaz geçip,mevcut Millet İttifakı gibi siyasetlerin kabul edebileceği bir anlaşma seviyesine insin demek istiyor.

Seçim sürecindeki bu yakınlaşma ile bu kesimlerin amaçları da bu yönlüdür.Ölüm yerine sıtmayı tercih etmek durumunda bırakmak istiyorlar bunun rasyonal olduğu iddiası üzerinden yürümek istiyorlar.
 
#6
daha seçimler başlamamış ve sonuçlar ortaya çıkmamıştı ve bu konuyu açarken şunu amaçlamıştım..
seçimler nasıl sonuçlanırsa ona göre yeni aşama netleşecek.. görülen o ki., seçimlerde akp darbe alacak.. bu öngörülerimi.; ne partilere ne de parti önderlerine göre belirlemiştim.. her zaman söylüyorum.. konsept-ler önemlidir buradan analiz yapılmalıdır..

konsept derken şunu da açıklayayım..
1- sistem konsept-leri.. 2- toplumsal konsept-ler..
sistem konseptleri: küresel sermaye güçlerinin oluşturdukları örgütlü-sistemli yapıları tanımlar.. küresel olarak iki ana konsept var.. birincisi.; mali oligarşi konsepti.. ikincisi; bu oligarşik konsepte muhalif sermaye(özellikle sanayi) konsept-leri.. ikinci konsept bütünlüklü-homojen değildir., parçalıdır.. bazı gruplar.; sıkıştırıldığında mali oligarşi konseptine yamulabilir.. yine bir diğer konu bu konseptlerin toplumsal anlamda ifadesi şudur.: 1- dünya imparatorluğu ve başında mali oligarşi altında vasal semayeler.. 4. sanayi devrimi denilen şey.. 2- dünya imparatorluğuna evet ama konfederesyon şeklinde olmalı ve sermaye gruplarının temsil ve söz hakkı olmalı..
birinci kosept anlayışı.; dikta-kaos şeklinde yapılanır ve bu anlamda devletleri kurumsal dikta aracı olarak işletmeyi yeğler.. olabilir ise. toplumsal tabanı olan ve bu tabanla sınırlı demokrasi.. tıpkı nazi almanyası gibi.. olamıyor ise direk baskı-şiddet.. ikinci konsept anlayışı ise.; malioligarşi konseptine göre konuşlanarak daha liberal ve denokratik tarz işletmek zorundadır ama her iki konseptin olmaz ise olmazı gerçek-ciddi toplumsal muhalefete karşı diktadır.. bunu t.c.içinde chp ve nasyonalist sol duruşunda görebilirsiniz.. demokrasi ama hdp vekilleri tasfiye edilebilir.. demokrasi ama istanbulda hukuk bölgede hukuksuzluk olabilir..

bu fotoğrafa baktığımızda gerçek toplumsal muhalefetin tarzı.: yaşamın gerçekliklerini dikkate alan ve düşman cephesini dağıtan-işlevsiz hale getiren ve teşhir edecek tarzlar tutturan şeklinde olmalıdır.. öyle direk kafadan çarşı her şeye karşı tarzlar işletilemez.. aslolan sadece doğruları söylemek değil., doğruların toplumda sahiplenilmesini sağlamak ve bu anlamda toplumsal yapıyı önder yapabilmektir.. herkesimdoğruları söyler ama üzerine yanlışları inşa edebilir ve bunu toplumsal yapı üzerinden işletir.. sonra... halkımız aptal-anlamıyor-"aydınlanamadı" der durursunuz geçmişin burjuva çizgilerine sığınırsınız..

bir şeyi daha vurgulayayım..
dünya ne t.c. ile sınırlı ne de geçmişte yapıldığı gibi çarlık rusyası tapusuyla sınırlıdır.. yani komünist mücadele tapu üzerinden değil., toplumsal yapılar üzerinden işletilir ve tapu/sınır tanımaz.. bölgeyi dikkate almadan t.c. üzerinde bırakın devrimi., demokratik mücadeleyi bile işletemezsiniz.. paris komünü yenildi.. çünkü paris ile sınırlı kaldı.. 17 ekim yenildi çünkü her şeyi kendisi ile sınırladı.. elbette başkaca çok önemli faktörlede var ama bu dediklerim önemlidir.. buna enternasyonalizm olmaz ise olmaz diyeyim..

konuya gelirsem..
irlanda özgürlük mücadelesi süreç içinde tasfiye edilemese de parçalandı.. filistin keza öyle.. aynı tarz kürt özgürlük mücadelesi içinde işletilirken daha geniş tutuluyor., enternasyonalist komünistler üzerinde işletiliyor.. vurgulayayım.. tarık ziya ekinci yazım sadece kürt halk özgürlük mücadelesi anlamında değildi.. toplumsal mücadelenin komünistleri üzerindedir..

bu anlamda yazıma başka konuda devam edeceğim..
http://www.enternasyonalforum.net/konular/31-mart-2019-yerel-secimler-sonrasi.8540/

not..
Suat abi itiraz bağlamında değil ama şöyle bir şey ekleyeyim,benim bilgim en azından bu.
sevgili marinaleda.. yazdığın yazılar birer katkıdır.. eleştiri-itiraz olursa katkı anlamını yitirmez.. katkıların için teşekkür ederim..
 
Üst