‘’Çalışma hayatı sahte bilgilerle dolu. Sendikalı sayısı gerçekte 650 binlere, sendikalı oranı yüzde 9'a inmiş durumda.’’
Bunu söyleyen Türk-iş genel sekreteri. Hani tarihinde genel sekreterini Cuntacıların emrine verme utancını taşımayan büyük işçi konfederasyon’un sekreteri..
Bu utanmazlığı kendilerinin yaptığı o sekreteri olduğu kurumunun yaptığını bu demeçleriyle saklayamaz. Utanmazca bugün 100 çalışandan 9 kişisinin sendikalı olduğunu yüzümüze söylüyor. Ben bununda yalan olduğunu söylüyorum . Daha az beyefendi daha az..
Kıç yalarken düştüğünüz durumu kendi hatan değilmiş gibi sunma..
Uzun zamandır hükümet ile Türkiye'nin belli başlı konfederasyonlu olan hak-iş ve türk-iş arasında yeni tekrardan AB intisabıyla değişiklik yapılmak zorunda kalınan 2821 ve 2822' yasa üzerinde pazarlık olmaktadır. Bu 1.Mayıs katılımları döneminde su yüzüne çıktı. Uslu Tür- işe (baştan çekinceli sonradan katılmasına) rağmen 1 Mayıs’ı Taksimde katılmamayı gerilim yaratacağı gerekçesiyle olmamıştır. Disk zaten bu ülkede ömrü boyunca üvey evlat,iç düşman olmuştur..
Hak-iş Salim Uslu yine o büyük!? ‘’Sendikacılığını’’ göstermiş. Hükümette (AKP)yağ çekerek Türkiye de yaşanan siyasal düzeyde ki değişikliklerin yansıması olan Türk-iş’i de devre dışı bırakarak Hak-iş atılım yapılmaktadır.
Türkiye eski kurumlarını değişikliğe gitmekte liberallerin dediği gibi AKP ‘’ devrim’’ uygulamaları yapmaktadır. Türk-iş Türkiye cumhuriyetinin eski kurumu olmuştur ve çöp sepetine gönderilmelidir efendim. Aynen kamu işletmeleri gibi. Çünkü Türk iş ömrü boyunca bu işletmelere ‘’iç düşman,komünist’’ olan Disk ve bunun gibi sendikaların girişini engelleyen, devlet tarafından desteklenen sendika olmuştur.
Şimdi 80 sonrası gelişen ve 10-15 yıldır devam eden siyasal dönüşüm sancıları içersinde Türk iş’in, devlet işletmelerinin özelleştirilmesiyle kitlesel gücü yok edilmiştir. Türk-iş şu hakiyle dişleri sökülmüş ve sökülmeye devam edilen Türk iş’tir. Bu aynı zaman da Türkiye’de sendikalaşma oranıyla yakından ilgili bir durumdur. Öyle ki Türkiye’nin demokratik olabilmesinin şartları salt partiler değil,bunun yanında diğer kurumların olmasıyla yakından ilgilidir. Sendikalar (Örgütlenme)bu kurumların vazgeçilmezlerindendir.
Şu durumda Devlet işletmelerini özelleştirilmesi ülke sendikal üye sayısını cunta (faşist) ülkeleri seviyesine düşürmüştür. Bundan Türkiye burjuvazisi ve hükümetti utanç duymaktadır. Bu durum bu ülke patlayacak bir bomba görünümü olarak uluslar arası sermeye tarafından algılanabilir. Algılanırsa sermaye gelmez.
İşte iki yıldır üzerinde çalışılan 2821 ve 2822' çalışma yasalarında ki değişilirler yapılamaktaki sorundur. .
Bugün Çalışma Bakanlığı'na göre 5 milyon işçi çalışıyor Üç buçuk milyonu yani yüzde 60'ı sendikalı görünüyor.-(Yani devlet işletmelerinden işlerine son verilenler hala sendikalı, mesela Tekel satılmış ama işçiler hala sendikalı gibi-) Bu eh kabul edilebilinir bir durumdur. Ama Her şeyde olduğu gibi gerçek bu değil sahtedir..
SGK'ya göre Türkiye'de 8.5 milyon düzenli çalışan var. SGK verileri dikkate alınırsa üç buçuk milyon sendikalı kabul edersek ki bunların bir çoğu yukarda dediğim gibi hikayeden sendikalıdır. Gerçekte bu kadar sendikalı bile yoktur. Ülkede Sendikalaşma oranı otomatikman % 40 düşecektir. İç karartıcı bir durum. Çalışanlarının yarısı bile örgütlü olmayan devletin,uluslar arası şirketlerin ve şirketler karşısında bireyin inin inim inleyen çalışanları. Bugün ülkede sendikalaşma oranı benim tahminime göre %20 -25 geçmez. Bu utanç vericidir. Burjuva için bile rezalettir. Artık kendisini tehdit eder duruma gelmiştir bu durum.
Diğer taraftan şu haliyle çalışma bakanlığına göre büro iş kolunda dört yüz bin küsur çalışan var Yüzde 10 barajı 40 bin eder ki bu kadar üyesi olan bu iş kolunda toplu sözleşme hakkını elde eder. Normali bu.. Ama SGK’nın 8.5 çalışanına göre 1 milyon 700 bin çalışan var ve buna göre baraj 170 bine çıkacaktır. Yani en az bu iş kolunda sözleşme yapabilecek olan 170 bin üyesinin kendisine kayıtlı olduğunu göstermesi gerekecektir. Bu durumda o iş kolunda bulunan sendikaların çoğu bu sayıyı eremediğinden- Çünkü özeleştirme nedeniyle böyle sendika üyeleri de yok .- sendika diye bir şey kalmayabilir. Yada tek sendika kalır. Vs vs .. Bu tek sendika da İç düşman Disk olur mu bakın siz şu işe…
Kısaca Türkiye de siyasal düzeyde değişiklikler olmaktadır. Bu sendikal alanda da kendini göstermektedir. Hak-iş gelecek Türkiye’nin sendikası olma yolunda hazırlanmakta Türk iş’in yerini almaktadır. Hükümetle dansının nedeni ve Türk-iş’in darbecilere dahi rezilce sekterini bakan olarak vermesi ve bu göreviyle burjuva ile dansı bitme safhasına gelmiştir.
Şimdi, provokatif bir soru sormak gerekmektedir. Ben soruyorum. Tekel işçileri bu kavgada kulanılmaktamıdırlar.. ? Düne kadar susan tekel işçileri neden celallenmiş ve celallendirilmişlerdir.?
Tekel işçileri ne yapmalıdır…?
Bunu söyleyen Türk-iş genel sekreteri. Hani tarihinde genel sekreterini Cuntacıların emrine verme utancını taşımayan büyük işçi konfederasyon’un sekreteri..
Bu utanmazlığı kendilerinin yaptığı o sekreteri olduğu kurumunun yaptığını bu demeçleriyle saklayamaz. Utanmazca bugün 100 çalışandan 9 kişisinin sendikalı olduğunu yüzümüze söylüyor. Ben bununda yalan olduğunu söylüyorum . Daha az beyefendi daha az..
Kıç yalarken düştüğünüz durumu kendi hatan değilmiş gibi sunma..
Uzun zamandır hükümet ile Türkiye'nin belli başlı konfederasyonlu olan hak-iş ve türk-iş arasında yeni tekrardan AB intisabıyla değişiklik yapılmak zorunda kalınan 2821 ve 2822' yasa üzerinde pazarlık olmaktadır. Bu 1.Mayıs katılımları döneminde su yüzüne çıktı. Uslu Tür- işe (baştan çekinceli sonradan katılmasına) rağmen 1 Mayıs’ı Taksimde katılmamayı gerilim yaratacağı gerekçesiyle olmamıştır. Disk zaten bu ülkede ömrü boyunca üvey evlat,iç düşman olmuştur..
Hak-iş Salim Uslu yine o büyük!? ‘’Sendikacılığını’’ göstermiş. Hükümette (AKP)yağ çekerek Türkiye de yaşanan siyasal düzeyde ki değişikliklerin yansıması olan Türk-iş’i de devre dışı bırakarak Hak-iş atılım yapılmaktadır.
Türkiye eski kurumlarını değişikliğe gitmekte liberallerin dediği gibi AKP ‘’ devrim’’ uygulamaları yapmaktadır. Türk-iş Türkiye cumhuriyetinin eski kurumu olmuştur ve çöp sepetine gönderilmelidir efendim. Aynen kamu işletmeleri gibi. Çünkü Türk iş ömrü boyunca bu işletmelere ‘’iç düşman,komünist’’ olan Disk ve bunun gibi sendikaların girişini engelleyen, devlet tarafından desteklenen sendika olmuştur.
Şimdi 80 sonrası gelişen ve 10-15 yıldır devam eden siyasal dönüşüm sancıları içersinde Türk iş’in, devlet işletmelerinin özelleştirilmesiyle kitlesel gücü yok edilmiştir. Türk-iş şu hakiyle dişleri sökülmüş ve sökülmeye devam edilen Türk iş’tir. Bu aynı zaman da Türkiye’de sendikalaşma oranıyla yakından ilgili bir durumdur. Öyle ki Türkiye’nin demokratik olabilmesinin şartları salt partiler değil,bunun yanında diğer kurumların olmasıyla yakından ilgilidir. Sendikalar (Örgütlenme)bu kurumların vazgeçilmezlerindendir.
Şu durumda Devlet işletmelerini özelleştirilmesi ülke sendikal üye sayısını cunta (faşist) ülkeleri seviyesine düşürmüştür. Bundan Türkiye burjuvazisi ve hükümetti utanç duymaktadır. Bu durum bu ülke patlayacak bir bomba görünümü olarak uluslar arası sermeye tarafından algılanabilir. Algılanırsa sermaye gelmez.
İşte iki yıldır üzerinde çalışılan 2821 ve 2822' çalışma yasalarında ki değişilirler yapılamaktaki sorundur. .
Bugün Çalışma Bakanlığı'na göre 5 milyon işçi çalışıyor Üç buçuk milyonu yani yüzde 60'ı sendikalı görünüyor.-(Yani devlet işletmelerinden işlerine son verilenler hala sendikalı, mesela Tekel satılmış ama işçiler hala sendikalı gibi-) Bu eh kabul edilebilinir bir durumdur. Ama Her şeyde olduğu gibi gerçek bu değil sahtedir..
SGK'ya göre Türkiye'de 8.5 milyon düzenli çalışan var. SGK verileri dikkate alınırsa üç buçuk milyon sendikalı kabul edersek ki bunların bir çoğu yukarda dediğim gibi hikayeden sendikalıdır. Gerçekte bu kadar sendikalı bile yoktur. Ülkede Sendikalaşma oranı otomatikman % 40 düşecektir. İç karartıcı bir durum. Çalışanlarının yarısı bile örgütlü olmayan devletin,uluslar arası şirketlerin ve şirketler karşısında bireyin inin inim inleyen çalışanları. Bugün ülkede sendikalaşma oranı benim tahminime göre %20 -25 geçmez. Bu utanç vericidir. Burjuva için bile rezalettir. Artık kendisini tehdit eder duruma gelmiştir bu durum.
Diğer taraftan şu haliyle çalışma bakanlığına göre büro iş kolunda dört yüz bin küsur çalışan var Yüzde 10 barajı 40 bin eder ki bu kadar üyesi olan bu iş kolunda toplu sözleşme hakkını elde eder. Normali bu.. Ama SGK’nın 8.5 çalışanına göre 1 milyon 700 bin çalışan var ve buna göre baraj 170 bine çıkacaktır. Yani en az bu iş kolunda sözleşme yapabilecek olan 170 bin üyesinin kendisine kayıtlı olduğunu göstermesi gerekecektir. Bu durumda o iş kolunda bulunan sendikaların çoğu bu sayıyı eremediğinden- Çünkü özeleştirme nedeniyle böyle sendika üyeleri de yok .- sendika diye bir şey kalmayabilir. Yada tek sendika kalır. Vs vs .. Bu tek sendika da İç düşman Disk olur mu bakın siz şu işe…
Kısaca Türkiye de siyasal düzeyde değişiklikler olmaktadır. Bu sendikal alanda da kendini göstermektedir. Hak-iş gelecek Türkiye’nin sendikası olma yolunda hazırlanmakta Türk iş’in yerini almaktadır. Hükümetle dansının nedeni ve Türk-iş’in darbecilere dahi rezilce sekterini bakan olarak vermesi ve bu göreviyle burjuva ile dansı bitme safhasına gelmiştir.
Şimdi, provokatif bir soru sormak gerekmektedir. Ben soruyorum. Tekel işçileri bu kavgada kulanılmaktamıdırlar.. ? Düne kadar susan tekel işçileri neden celallenmiş ve celallendirilmişlerdir.?
Tekel işçileri ne yapmalıdır…?
Son düzenleme: