her savaşın bir "siyaseti" vardır..
her savaş bir siyasetin sonucu olarak ortaya çıkar ve o siyasetin kuralları içinde savaşın kuralları belirlenir.. hatta savaşın sonucunu da siyasetin vardığı sonuçlar belirler..
bunları niçin belirtiyorum.. çünkü., ortada bir savaş var ama bu savaşın siyaseti ile ilgili tespitler açık değil.. aslında savaşan taraflar nezdinde çok açık ve net ama savaşın "bi-tarafı" konumunda dolaşanlar için net değil ve zaten bu yüzden "bi-taraf" konumdalar..
bakur'da bir savaş yaşanıyor.. hadi 30 yıldır yaşanan savaşı görmemeyi başardınız.. biz sınıf savaşını biliriz!! bu savaş kürtlerin "sorunu" etnik savaş dediniz.. dediniz ama 30 yıldır bir sınıf savaşı da yaratamadınız.. gezi sürecine sınıf savaşı diyemediniz ama savaşmış-gibi hikayeler yazmayı da başardınız..
gezi sürecindeki sokak direnişleri ve taksimde 3 gün o da devlet izni ile konuşlanmaya battal gazi hikayeleri yazanlar., cizre-silopi-sur içindeki direnişlere elli çamur atmakla meşkul..
bu üç maymun halleri yeni değil ve nedensiz de değil..
rojava devrimi ve kobane direnişinden beri üç maymun oynanmaktaydı.. devlet saldırdı., bakur direndi.. bütün hesaplar bakura uymadı..
yani.. savaşın siyaseti., savaşı yaratan siyaset ile paralel gitmedi..
öncelikle savaşı yaratan siyaseti netleştirmek gerekir.. evet.. bu savaş işçi sınıfının savaşı değil., bir etnisitenin savaşı olarak ortaya çıktı.. demek ki savaşı yaratan siyasetin içeriğinde etnik bir sorun var.. çok şükür.. savaşan etnisiteyi kürtler diye görebilme becerisine sahibiz.. zaten görmemeye çalışsak da kürt halkı direnişleri ile gözümüze sokmayı becerdi., inkar etmenin yolları kalmadı.. hoş devlet de inkar edemiyor.. kürt yok derken var ama teröristler ayrı diyor..
peki bu kürtler durup dururken., kürsü üstünde oturup., çaylarını içip., kürtçe muhabbet ederken mi? savaşa başladılar.. emperyalistler geldi.. keyifler hoşe ama böyle olmaz.. bir siyaset yaratalım bunu bir etnik savaş ile işletelim dediler., kürtler he valla değişiklik olur mu? dediler..
yoksa., t.c. ., kürt yok.. hatta ermeni-rum ve yahudiden başkası yok., t.c. içinde müslüman olan "ne mutlu" olacaksa türk olacak., ya da terk edip mutsuz olacak mı? dedi.. de bu bu "sorun" başladı.. yani.. siyaset ne ise savaşı başlatan da o değilmidir?..
önce bu gerçeklik görülecek de demiyorum.. görmemenin nedenleri açıklanacak ve netleştirilecek ki., savaşı yaratan bu siyasete ya karşı durulacak yada bu siyasetin yanında olunacak.. artık kıvırtacak yer kalmadı..
bakıyorum.. ortalık timsahlarla ve timsah gözyaşları ile dolu.. KÜRTLERE YAPILANLARI DOĞRU BULMUYORUM.. AMA..
işte bu AMA'lar kelimenin bir başka anlamı olan körlük ile ilgili değil.. aksine devletin siyasetinin yanında ., yöresinde yada kontra işlerinde dolaşmakla ilgilidir..
hal bunlardan biri ise., haliyle savaşın siyaseti içinde AMA'larla iştigal edersin..
öncelikle bu siyaseti göreceksin ve sonra yaşanan bu savaş içinde kendi çizginle taraf olacaksın.. işte bu taraf duruşun senin ne olduğunu belli edecek.. siyasetini belli edecek..
sürecin geldiği aşama bu "AMA"lı duruşları kaldırmıyor.. herşeyden önce insani vicdan ve ahlak kaldırmıyor..
bu yüzden timsahlar diyorum.. ve bunları tek tek tarif edeceğim..
her savaş bir siyasetin sonucu olarak ortaya çıkar ve o siyasetin kuralları içinde savaşın kuralları belirlenir.. hatta savaşın sonucunu da siyasetin vardığı sonuçlar belirler..
bunları niçin belirtiyorum.. çünkü., ortada bir savaş var ama bu savaşın siyaseti ile ilgili tespitler açık değil.. aslında savaşan taraflar nezdinde çok açık ve net ama savaşın "bi-tarafı" konumunda dolaşanlar için net değil ve zaten bu yüzden "bi-taraf" konumdalar..
bakur'da bir savaş yaşanıyor.. hadi 30 yıldır yaşanan savaşı görmemeyi başardınız.. biz sınıf savaşını biliriz!! bu savaş kürtlerin "sorunu" etnik savaş dediniz.. dediniz ama 30 yıldır bir sınıf savaşı da yaratamadınız.. gezi sürecine sınıf savaşı diyemediniz ama savaşmış-gibi hikayeler yazmayı da başardınız..
gezi sürecindeki sokak direnişleri ve taksimde 3 gün o da devlet izni ile konuşlanmaya battal gazi hikayeleri yazanlar., cizre-silopi-sur içindeki direnişlere elli çamur atmakla meşkul..
bu üç maymun halleri yeni değil ve nedensiz de değil..
rojava devrimi ve kobane direnişinden beri üç maymun oynanmaktaydı.. devlet saldırdı., bakur direndi.. bütün hesaplar bakura uymadı..
yani.. savaşın siyaseti., savaşı yaratan siyaset ile paralel gitmedi..
öncelikle savaşı yaratan siyaseti netleştirmek gerekir.. evet.. bu savaş işçi sınıfının savaşı değil., bir etnisitenin savaşı olarak ortaya çıktı.. demek ki savaşı yaratan siyasetin içeriğinde etnik bir sorun var.. çok şükür.. savaşan etnisiteyi kürtler diye görebilme becerisine sahibiz.. zaten görmemeye çalışsak da kürt halkı direnişleri ile gözümüze sokmayı becerdi., inkar etmenin yolları kalmadı.. hoş devlet de inkar edemiyor.. kürt yok derken var ama teröristler ayrı diyor..
peki bu kürtler durup dururken., kürsü üstünde oturup., çaylarını içip., kürtçe muhabbet ederken mi? savaşa başladılar.. emperyalistler geldi.. keyifler hoşe ama böyle olmaz.. bir siyaset yaratalım bunu bir etnik savaş ile işletelim dediler., kürtler he valla değişiklik olur mu? dediler..
yoksa., t.c. ., kürt yok.. hatta ermeni-rum ve yahudiden başkası yok., t.c. içinde müslüman olan "ne mutlu" olacaksa türk olacak., ya da terk edip mutsuz olacak mı? dedi.. de bu bu "sorun" başladı.. yani.. siyaset ne ise savaşı başlatan da o değilmidir?..
önce bu gerçeklik görülecek de demiyorum.. görmemenin nedenleri açıklanacak ve netleştirilecek ki., savaşı yaratan bu siyasete ya karşı durulacak yada bu siyasetin yanında olunacak.. artık kıvırtacak yer kalmadı..
bakıyorum.. ortalık timsahlarla ve timsah gözyaşları ile dolu.. KÜRTLERE YAPILANLARI DOĞRU BULMUYORUM.. AMA..
işte bu AMA'lar kelimenin bir başka anlamı olan körlük ile ilgili değil.. aksine devletin siyasetinin yanında ., yöresinde yada kontra işlerinde dolaşmakla ilgilidir..
hal bunlardan biri ise., haliyle savaşın siyaseti içinde AMA'larla iştigal edersin..
öncelikle bu siyaseti göreceksin ve sonra yaşanan bu savaş içinde kendi çizginle taraf olacaksın.. işte bu taraf duruşun senin ne olduğunu belli edecek.. siyasetini belli edecek..
sürecin geldiği aşama bu "AMA"lı duruşları kaldırmıyor.. herşeyden önce insani vicdan ve ahlak kaldırmıyor..
bu yüzden timsahlar diyorum.. ve bunları tek tek tarif edeceğim..