bu sayfayı açmamın nedeni solplatform da veda dostumun bir yazısıdır.. çizgisel farklılıklar bir yana., süreç analizleri ve süreç içindeki dinamiklerin tespit ve analizleri ve olası gelişmeler noktasında bu farklılıklar konulara ortak eğilmeyi., tartışmayı ve daha doğruya yaklaşmayı engellemez., aksine her bir çizginin kendisini sorgulamasına ve daha doğruya kendi çizgisi çerçevesinde yönelmesine destek sunar..
demem o ki.; ortak damar mülkiyetsiz-sınıfsız*-iktidarsız bir toplumsal yaşam ise., farklılıklara rağmen ortak noktalar vardır ve bu ortak noktalar temelindeki tartışmalar aynı zamanda taraflara yarar sağlar..
veda dost yazısına DÜNYADA KAOS VE YENİ BİR GÜÇ ODAĞI ALMANYA! başlığı atmış... Dünyada hen ekonomik hemde siyasal alanda KAOS devam ediyor.
Emperyalist Sistem ve bu sistem içersinde ki bloklar arası hegamonya savaşımı bu KAOSUN süreceğini bize gösteriyor.
Sistem içerİsinde ki bloklaşmalarda kartlar her gün yeni çıkan duruma göre yeniden karılıyor!
öncelikle ortak tespitlere değineyim..
* küresel bir hegemonya süreci var..
* bu süreç içinde hegemonya yarışında oluşmuş bloklar var..
* bu hegemonya çatışmaları küresel sistemde kaoslar yaratıyor..
* yine bu süreç içinde var olan bloklarda taraf değiştirmeler de yaşanıyor..
benim görebildiğim ortak tespitler bunlar..
küresel hegemonya.; hegemonyanın doğasında olan ve zorunlu bir ilerleme/yayılma olayıdır.. mülkiyetçi-sınıflı-hegemonik sistem anlamında tarihsel olarak baktığımızda.; yerelde başlayan bu işleyiş doğal ve zorunlu olarak yayılmaktadır..
benim asıl değineceğim nokta şudur..
küresel hegemonya ve yayılma dediğimizde bu olguya ne? olarak ve nereden? bakıyoruz..
küresel hegemonyanın görünümü devlettir.. haliyle yayılma da devletin genişlemesi olarak görülür.. ama.. aslı devlet mi? dir.. yoksa devlet burada bir araç mı? dır..
bana göre aslı sermayedir ve devlet sermayenin bir hegemonik aracıdır.. devletin sermayenin bir kurumu/aracı olduğu noktasında da ortak olduğumuzu biliyorum..
küresel hegemonya sürecinde oluşan bloklar aynı zamanda sermaye biçimlerinin kendisidir.. mülkiyetçi-sınıflı sistem ilerledikçe bazı sermaye biçimleri ve sınıfları tasfiye olur bazıları ileriye atılır.. bu süreçlerde yine ittifaklar olur-dağılır ve sonuç olarak bir sermaye biçimi giderek üst hegemonik güç halini alır ve alırken haliyle ittifaklarla ilerler.. tarihsel olarak baktığımızda bunu gördük.. ticaret-sanayi sermayeleri aristokrat(toprak-güç üzerinden oluşmuş sermaye ve gücü) karşısında rakip olurken., mali sermaye her iki tarafı kullandı., süreç sonunda en güçlü-etkili sermaye halini aldı..
bana göre 1. küresel savaş olan napolyon döneminde hem fransaya hem ingiltereye destek sundu ama napolyon bloğunun yenilmesine hizmet etti.. napolyon.; mülkiyetçi-sınıflı sistemin ilerlemesine ve eski sistemin(aristokrasi) tasfiyesine hizmet ederken., dayandığı sermaye bloğu sanayi-ticaret sermayesi idi ama mali sermaye de dolaylı destek sunuyordu.. sistemin yayılmasında başarılı oldu ama yıprandı-yenildi böylece yıkım sonrası her sermaye gücü küresel mali sermayeye bağlandı..
2. küresel savaş.; aslında birincisinin eksik kalanını tamamladı.. hatta rusyada gelişen sosyalist iktidara karşı önce savaşmayı denediler ama sonrasında bile eyvallah denildi.. ingiliz-sscb "ticaret"!! anlaşması.. anımsansın.. sscb ye yardımlar-destekler yapıldı.. tarihciler bu savaşa bitmemiş savaş derler.. 3. küresel savaş ise ortaya çıkmış sapmaları(ilk defa ezilenlerin iktidar olma olasılığı) temizlemek amaçlı idi.. bu aşamada sanayi sermayesi mali oligarşiye karşı atak yaptı.. hitlere darbe nedeni bu değişimdir.. yön avrupaya döndü ve sonra sscb üzerine yüründü.. savaş bitti'!! 2. savaşta sosyalizmin sınırlanması olayında yaşanan sapma sorun oldu.. soğuk savaş süreci başlatıldı..
burada tüm sermaye blokları ortaklaştı ve ortak düşman üzerinde yoğunlaşıldı.. o dönemin askeri yanı önemli olduğu için en müsait olan devlet abd başat oldu.. ingiltere geriye "düştü"!! oysa mali oligarşi merkezi olarak hala etkiliydi.. ama görülen ve zihinlere resmedilen abd oldu.. emperyalizm=abd olarak yanlış tanımlandı.. emperyalizm sadece sömürgecilikle sınırlı analiz edilir oldu., küresel sermaye hegemonyası es geçildi..
buraya kadar gelen süreçte.; küresel bloklar arasında ittifaklar-çatışmalar yaşandı.. sermaye biçimlerine göre oluşan blok anlayışı değişti.. bu dönemin etkili zemini ulusal/yerel üzerinden sermaye gücü olma-kalma bu anlamda küresel bloklarda yer alma olayları başladı.. haliyle ideolojilerde bir sapma daha yaşandı.. yerel-milli sermaye-emperyalizme bağlı sermaye!! tanımları.. oysa yaşama/tarihe ve akışına bakılsa bu tür tespitlerin anlamsızlığı görülürdü..
1923-t.c. içinde yerli sermaye kim?..koç-sabancı mı?..osmanlıdan süre gelenler tasfiye edilmedi mi? onların hangisi yerli hangisi emperyalist idi.. yerlerine gelen koç-sabancı yerli mi? idi değilise getiren t.c. anti emperyalist kurtuluş savaşı verdi denir mi?.. denir ise yerli-milli olan koç-sabancı olmaz mı?.. oysa emperyalizme bağlı deniliyor.. yoksa sonradan mı? teslim alındı.. vs. vs. anlamsız tartışmalar..
yerel sermaye olayı 1400 lerden sonra tasfiye sürecine girmiştir.. küresel sisteme adapte olamayanlar tasfiye edilmiş., bazı bölgelerin özelliklerinden dolayı direnebilmişler ama 20. yy. ile birlikte kalmamıştır.. taraf değiştirmelerin asıl zemini budur.. var olabilme ama bir küresel blok içinde olarak.. haliyle eski paradiğmalar(ulusalcılık-milliyetcilik-ulus devlet-vs.) bu anlamda kullanılıyor ama bence kontra olarak kullanılıyor..
konuya gelirsem.:
hegemonya ya da emperyalizm dediğimizde akla gelenin sermaye olması gerekir.. küresel dediğimize göre de sermayenin var olan devlet-lerden bağımsız ayrı bir güç olduğunu düşünmemiz gerekir.. bu anlamda.. bir alman ya da abd emperyalizmi demek sadece bir araçtan söz etmek olmalıdır..
çünkü.: bir küresel sermaye blokunu bir devlet ile tanımlıyor isek., diğer devlet de bir başka küresel sermaye blokunun kendisidir demiş oluruz ama biliyoruz ki., örneğin mali oligarşinin bir devlet tanımı yok ve her devlette var..
demem o ki.; alman emperyalizmi ve karşısında abd emperyalizmi dersek.; mali oligarşi hangisi ile tanımlanıyor., ya da hangisi mali oligarşi oluyor.. örneğin.; alman emperyalizmi ise abd emperyalizmi değil ve başka bir şey oluyor.. oysa gerçekte böyle bir şey yok.. mali oligarşi hem almanya hem de abd devleti üzerinde etkili veya konuşlanmış halde..
toparlarsam..
küresel hegemonya savaşlarında tarafları devlet-ler üzerinden tanımlamak zaaflı-hatalıdır.. küresel hegemonya sürecinde bu aşamada alman devleti mali oligarşiyi., abd devleti rakip bloğu araç olarak temsil ediyor denebilir.. ama bu durum o devletteki iktidar savaşında değişebilir.. hatta rakip görünen devlet aslında kontra işleyiş olarak rakip görülen devlet üzerinden bir bloğa hizmet ediyor olabilir..
kısaca.: devletleri değil içindeki iktidar odaklarını ele alıp hangi blok tarafı olarak var oluyorlar tespitini yapmak gerekir..
kaos konusuna gelirsem....
kapitalist sistem(aslında bu tanımı.; tarihsel başlangıcından itibaren demiş oluyorum yani mülkiyet-sınıf-hegemonya başlangıcı).: kaos yaşar.. ama bu kaos sistemin bittiğini göstermez.. sistemin çöküşü ancak ve ancak toplumsal mücadelenin vardığı evreye göre tanımlanabilir.. yani kaos tespiti iki ayrı alanda yapılmalıdır..
1- sistem alternatifi toplumsal mücadelenin yükselmesi.,ilerlemesi ve yayılması üzerinden.. bu kaos sistemin çöküşü anlamında tespitler yaptırır..
2- sistem içi çatışmalarda tarafların eşit güce sahip olduğu aşamalarda.. ve bazı güçlerin tasfiyesi için yaratılan kaoslar.. bunlar için sistem çöküyor tespiti yapılamaz ama sistem içi hangi güç odakları çöküyor., hangileri yükseliyor tespiti yapılır..
devletler içinde ise bu çöküşe denk düşen güçler çözülürken çöküşleri işleten güçler iktidara yerleşir..
........... devam edeceğim.......
alıntı
http://www.solplatform.biz/index.ph...ii2up7&topic=5307.msg11585;topicseen#msg11585
demem o ki.; ortak damar mülkiyetsiz-sınıfsız*-iktidarsız bir toplumsal yaşam ise., farklılıklara rağmen ortak noktalar vardır ve bu ortak noktalar temelindeki tartışmalar aynı zamanda taraflara yarar sağlar..
veda dost yazısına DÜNYADA KAOS VE YENİ BİR GÜÇ ODAĞI ALMANYA! başlığı atmış... Dünyada hen ekonomik hemde siyasal alanda KAOS devam ediyor.
Emperyalist Sistem ve bu sistem içersinde ki bloklar arası hegamonya savaşımı bu KAOSUN süreceğini bize gösteriyor.
Sistem içerİsinde ki bloklaşmalarda kartlar her gün yeni çıkan duruma göre yeniden karılıyor!
öncelikle ortak tespitlere değineyim..
* küresel bir hegemonya süreci var..
* bu süreç içinde hegemonya yarışında oluşmuş bloklar var..
* bu hegemonya çatışmaları küresel sistemde kaoslar yaratıyor..
* yine bu süreç içinde var olan bloklarda taraf değiştirmeler de yaşanıyor..
benim görebildiğim ortak tespitler bunlar..
küresel hegemonya.; hegemonyanın doğasında olan ve zorunlu bir ilerleme/yayılma olayıdır.. mülkiyetçi-sınıflı-hegemonik sistem anlamında tarihsel olarak baktığımızda.; yerelde başlayan bu işleyiş doğal ve zorunlu olarak yayılmaktadır..
benim asıl değineceğim nokta şudur..
küresel hegemonya ve yayılma dediğimizde bu olguya ne? olarak ve nereden? bakıyoruz..
küresel hegemonyanın görünümü devlettir.. haliyle yayılma da devletin genişlemesi olarak görülür.. ama.. aslı devlet mi? dir.. yoksa devlet burada bir araç mı? dır..
bana göre aslı sermayedir ve devlet sermayenin bir hegemonik aracıdır.. devletin sermayenin bir kurumu/aracı olduğu noktasında da ortak olduğumuzu biliyorum..
küresel hegemonya sürecinde oluşan bloklar aynı zamanda sermaye biçimlerinin kendisidir.. mülkiyetçi-sınıflı sistem ilerledikçe bazı sermaye biçimleri ve sınıfları tasfiye olur bazıları ileriye atılır.. bu süreçlerde yine ittifaklar olur-dağılır ve sonuç olarak bir sermaye biçimi giderek üst hegemonik güç halini alır ve alırken haliyle ittifaklarla ilerler.. tarihsel olarak baktığımızda bunu gördük.. ticaret-sanayi sermayeleri aristokrat(toprak-güç üzerinden oluşmuş sermaye ve gücü) karşısında rakip olurken., mali sermaye her iki tarafı kullandı., süreç sonunda en güçlü-etkili sermaye halini aldı..
bana göre 1. küresel savaş olan napolyon döneminde hem fransaya hem ingiltereye destek sundu ama napolyon bloğunun yenilmesine hizmet etti.. napolyon.; mülkiyetçi-sınıflı sistemin ilerlemesine ve eski sistemin(aristokrasi) tasfiyesine hizmet ederken., dayandığı sermaye bloğu sanayi-ticaret sermayesi idi ama mali sermaye de dolaylı destek sunuyordu.. sistemin yayılmasında başarılı oldu ama yıprandı-yenildi böylece yıkım sonrası her sermaye gücü küresel mali sermayeye bağlandı..
2. küresel savaş.; aslında birincisinin eksik kalanını tamamladı.. hatta rusyada gelişen sosyalist iktidara karşı önce savaşmayı denediler ama sonrasında bile eyvallah denildi.. ingiliz-sscb "ticaret"!! anlaşması.. anımsansın.. sscb ye yardımlar-destekler yapıldı.. tarihciler bu savaşa bitmemiş savaş derler.. 3. küresel savaş ise ortaya çıkmış sapmaları(ilk defa ezilenlerin iktidar olma olasılığı) temizlemek amaçlı idi.. bu aşamada sanayi sermayesi mali oligarşiye karşı atak yaptı.. hitlere darbe nedeni bu değişimdir.. yön avrupaya döndü ve sonra sscb üzerine yüründü.. savaş bitti'!! 2. savaşta sosyalizmin sınırlanması olayında yaşanan sapma sorun oldu.. soğuk savaş süreci başlatıldı..
burada tüm sermaye blokları ortaklaştı ve ortak düşman üzerinde yoğunlaşıldı.. o dönemin askeri yanı önemli olduğu için en müsait olan devlet abd başat oldu.. ingiltere geriye "düştü"!! oysa mali oligarşi merkezi olarak hala etkiliydi.. ama görülen ve zihinlere resmedilen abd oldu.. emperyalizm=abd olarak yanlış tanımlandı.. emperyalizm sadece sömürgecilikle sınırlı analiz edilir oldu., küresel sermaye hegemonyası es geçildi..
buraya kadar gelen süreçte.; küresel bloklar arasında ittifaklar-çatışmalar yaşandı.. sermaye biçimlerine göre oluşan blok anlayışı değişti.. bu dönemin etkili zemini ulusal/yerel üzerinden sermaye gücü olma-kalma bu anlamda küresel bloklarda yer alma olayları başladı.. haliyle ideolojilerde bir sapma daha yaşandı.. yerel-milli sermaye-emperyalizme bağlı sermaye!! tanımları.. oysa yaşama/tarihe ve akışına bakılsa bu tür tespitlerin anlamsızlığı görülürdü..
1923-t.c. içinde yerli sermaye kim?..koç-sabancı mı?..osmanlıdan süre gelenler tasfiye edilmedi mi? onların hangisi yerli hangisi emperyalist idi.. yerlerine gelen koç-sabancı yerli mi? idi değilise getiren t.c. anti emperyalist kurtuluş savaşı verdi denir mi?.. denir ise yerli-milli olan koç-sabancı olmaz mı?.. oysa emperyalizme bağlı deniliyor.. yoksa sonradan mı? teslim alındı.. vs. vs. anlamsız tartışmalar..
yerel sermaye olayı 1400 lerden sonra tasfiye sürecine girmiştir.. küresel sisteme adapte olamayanlar tasfiye edilmiş., bazı bölgelerin özelliklerinden dolayı direnebilmişler ama 20. yy. ile birlikte kalmamıştır.. taraf değiştirmelerin asıl zemini budur.. var olabilme ama bir küresel blok içinde olarak.. haliyle eski paradiğmalar(ulusalcılık-milliyetcilik-ulus devlet-vs.) bu anlamda kullanılıyor ama bence kontra olarak kullanılıyor..
konuya gelirsem.:
hegemonya ya da emperyalizm dediğimizde akla gelenin sermaye olması gerekir.. küresel dediğimize göre de sermayenin var olan devlet-lerden bağımsız ayrı bir güç olduğunu düşünmemiz gerekir.. bu anlamda.. bir alman ya da abd emperyalizmi demek sadece bir araçtan söz etmek olmalıdır..
çünkü.: bir küresel sermaye blokunu bir devlet ile tanımlıyor isek., diğer devlet de bir başka küresel sermaye blokunun kendisidir demiş oluruz ama biliyoruz ki., örneğin mali oligarşinin bir devlet tanımı yok ve her devlette var..
demem o ki.; alman emperyalizmi ve karşısında abd emperyalizmi dersek.; mali oligarşi hangisi ile tanımlanıyor., ya da hangisi mali oligarşi oluyor.. örneğin.; alman emperyalizmi ise abd emperyalizmi değil ve başka bir şey oluyor.. oysa gerçekte böyle bir şey yok.. mali oligarşi hem almanya hem de abd devleti üzerinde etkili veya konuşlanmış halde..
toparlarsam..
küresel hegemonya savaşlarında tarafları devlet-ler üzerinden tanımlamak zaaflı-hatalıdır.. küresel hegemonya sürecinde bu aşamada alman devleti mali oligarşiyi., abd devleti rakip bloğu araç olarak temsil ediyor denebilir.. ama bu durum o devletteki iktidar savaşında değişebilir.. hatta rakip görünen devlet aslında kontra işleyiş olarak rakip görülen devlet üzerinden bir bloğa hizmet ediyor olabilir..
kısaca.: devletleri değil içindeki iktidar odaklarını ele alıp hangi blok tarafı olarak var oluyorlar tespitini yapmak gerekir..
kaos konusuna gelirsem....
kapitalist sistem(aslında bu tanımı.; tarihsel başlangıcından itibaren demiş oluyorum yani mülkiyet-sınıf-hegemonya başlangıcı).: kaos yaşar.. ama bu kaos sistemin bittiğini göstermez.. sistemin çöküşü ancak ve ancak toplumsal mücadelenin vardığı evreye göre tanımlanabilir.. yani kaos tespiti iki ayrı alanda yapılmalıdır..
1- sistem alternatifi toplumsal mücadelenin yükselmesi.,ilerlemesi ve yayılması üzerinden.. bu kaos sistemin çöküşü anlamında tespitler yaptırır..
2- sistem içi çatışmalarda tarafların eşit güce sahip olduğu aşamalarda.. ve bazı güçlerin tasfiyesi için yaratılan kaoslar.. bunlar için sistem çöküyor tespiti yapılamaz ama sistem içi hangi güç odakları çöküyor., hangileri yükseliyor tespiti yapılır..
devletler içinde ise bu çöküşe denk düşen güçler çözülürken çöküşleri işleten güçler iktidara yerleşir..
........... devam edeceğim.......
alıntı
http://www.solplatform.biz/index.ph...ii2up7&topic=5307.msg11585;topicseen#msg11585
Son düzenleme: